Adalet Bakanı Tunç’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Türk Ceza Mahkemesi Kanunumuzun 160’ıncı maddesine göre Cumhuriyet savcılarımızın, bir suç ihbarı karşısında o suçu araştırmak, soruşturmak onların asli görevidir. Dolayısıyla Cumhuriyet savcıları, şüphelinin lehine ve aleyhine tüm delilleri toplamakla görevlidir. Burada da söz konusu olan budur. İhbarlar, itiraflar, deliller karşısında Cumhuriyet savcılarının görevini yapmamasını beklemek bir kere hukuk devletiyle bağdaşmaz.

Ceza Mahkemesi Kanunu’muzun 160’ıncı maddesi açık ve bu kapsamda Cumhuriyet savcıları görevini yapıyor.

Soruşturmalar devam ederken, elbette ki kişilerin savunma hakkı, en anayasal hakları ve kutsal bir hak. Masumiyet karinesi kapsamında soruşturmayı etkileyecek, soruşturmanın içeriğini, delillerini bilmeden birtakım yorumlar yapmak, kişileri suçlu ya da soruşturmayı etkileyecek şekilde ‘Burada suç yoktur, bu siyasi soruşturmadır’ demek doğru değil, hukuki olmaz. O nedenle ana muhalefet partisi genel başkanının ve CHP’li siyasetçilerin bu konularda yorum yaparken, yargıyı etkilemeye yönelik beyanlardan kaçınmaları gerekir, hepimizin kaçınması gerekir. Yargı, hepimizin yargısı.

Hep beraber soruşturmalarının seyrini beklemek durumundayız. İddianame yazım süreçleri devam ediyor. Soruşturmalar devam ederken, başka belediyelerde de suçüstü yapıldığı durumlar oldu.

Bunların değerlendirmesini yapacak olan tarafsız ve bağımsız yargıdır. Siyasetçiler değil, bakanlık olarak biz değiliz. Dolayısıyla yargıyı rahat bırakmamız lazım. Burada eğer bir yolsuzluk varsa ki kamuoyu, herkes her şeyi görüyor. Bu noktada değerlendirmesini kamuoyu yapacaktır.

CHP Genel Başkanının, bakanlığımıza yönelik sorduğu yazılı soru önergesiyle ilgili olarak, yazılı cevaplarını biz, Meclis Başkanlığına göndereceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, anayasal bir devlettir, demokratik hukuk devletidir. Anayasamızın kuralları, kanunlarımızın ortaya koyduğu kurallar işlemektedir. Bu kurallar çerçevesinde yargı da görevini yapmaktadır. Türkiye’de ikili hukuk sistemi yoktur, tek bir hukuk sistemi vardır. O da demokratik hukuk sistemidir.

Artık Türkiye’de vesayetçi anlayıştan arınmış, yolsuzluktan da, hukuksuzluktan da, darbeciden de, muhtıracıdan da hesap soran demokratik bir hukuk devletine, milli iradeye saygı duyan bir yargı sistemi var. O nedenle ikili hukuk sistemi vesaire bunları kabul etmiyoruz.”